Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli Milletler Afet Riski Yönetimi Ofisi’nin (UNDRR) davetiyle Dubai’ye gitti.
Daha önce üç kez BM kürsüsünde çalışmalarını anlatan Hançerli, bu kez Uluslararası Dayanıklı Kentler Forumu’nda BM Ortadoğu ve Batı Asya Bölgelerindeki Yerel ve Bölgesel Yönetimlerini (MEWA) temsil etti.
Hançerli BM kürsüsünden ‘Avcılar Modeli’ni anlattı
Avcılar Belediyesi’nin tüm dünyaya örnek olan ‘Avcılar Modeli’ni ve dayanıklılık çalışmalarını anlatan Hançerli’nin ingilizce yaptığı konuşması şöyle;
Saygıdeğer Meslektaşlarım,
Değerli Konuklar,
İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir ilçe olan Avcılar’ın Belediye Başkanı olarak bugün Küresel Kentsel Dayanıklılık Forumu’na hitap etmek üzere karşınızda bulunmaktan onur duyuyorum.
Bu platformu, katılımcılarının kolektif bilgeliğini ifade etmesi ve öyle ya da böyle hepimizin kendi şehirlerde karşılaştığı çok yönlü zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı olması açısından bizim için çok önemli bir fırsat olarak görüyorum.
Ayrıca buradaki tartışmalarımızın, kentlerimiz için dayanıklı, sürdürülebilir ve güvenli bir gelecek inşa etmeye yönelik yeni ve daha etkili yaklaşımlar arayışımızda hayati önem taşıdığını düşünüyorum.
Yerel yönetimler, sorunlara yakınlıkları nedeniyle, gerçek sorunları tespit etme ve gerçek çözümler bulma konusunda ustadırlar.
Size kendi şehrimden birkaç örnek vermek istiyorum.
2019’da göreve geldiğimizden beri,
Avcılar ve çevresindeki bölgelerde özellikle asırlık ağaçların bulunduğu yeşil alanların otantikliğini koruyarak, kentimizin toprak ve iklim koşullarının kendine has özelliklerine uyumlu yeni peyzaj modelleri geliştirdik.
Türkiye’nin tek Ekolojik Eğitim Parkı’nın kurulması gibi girişimlerle şehrimizde çevre okuryazarlığı ve bilincinin artmasına katkıda bulunduk.
Yenilikçi atık yönetimi uygulamalarıyla önemli bir ekonomik değer yarattık.
Paris Belediye Başkanları Sözleşmesi’yle karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar %40 oranında azaltmayı taahhüt ettik ve son iki yılda karbon ayak izimizi %8,2 oranında azalttık.
Ülkenin en büyük STK’sı olan bir çevre vakfı ile işbirliği içinde 70 lise öğrencisi için kapsamlı bir çevre eğitim programı düzenledik ve yürüttük.
Sevgili dostlar,
İnsanların ortak bir saygı anlayışı temelinde kolektif olarak hareket etmesini ne kadar istesek de felaketlerin genellikle insan kaynaklı gelişmeler olduğunu; yanlış kararların, eylemlerin ve hatta bazen eylemsizliklerin sonuçları olduğunu tekrar tekrar gözlemliyoruz.
Dolayısıyla, bu koşullar altında doğal afetleri basit talihsizlikler veya doğal hatalar olarak açıklayamayız. Aksine, afet riskinin azaltılması söz konusu olduğunda ileriye dönük bir yaklaşım benimsemeli ve proaktif bir risk yönetimi çerçevesine odaklanmalıyız. “Yerel Yönetimlerin Dönüştürücü Gücüne” inanıyoruz. Bununla birlikte, özellikle iklimle ilgili risklerin olumsuz etkileri söz konusu olduğunda, bu risklerin, insani varlığımızın temelini tehdit ettiği acı gerçeğiyle yüz yüze olduğumuzu da belirtmek isteriz.
Evet, dayanıklı ve güçlü bir toplum inşa etmenin en etkili yolunun “yerel düzeyde ve yerel kalkınmadan” geçtiğini savunuyoruz. Ne var ki yerel topluluklar iklim değişikliğinin sert gerçekleriyle karşı karşıya kaldıklarında, onlar için geriye kalan tek seçenek, daha katlanılabilir yaşam koşulları aramak için başka topraklara gitmek olacaktır.
İnsanların kitleler halinde yerlerinden edilmesinin yerel kalkınmanın önünde güçlü bir engel teşkil ettiği, dolayısıyla insanlar için makul ve sürdürülebilir yaşam koşullarını ciddi şekilde engellediği açıktır.
Bu nedenle, iklim değişikliğinin insanlar, toplumlarımız ve dünyamız üzerindeki etkileri açısından hayati önemi vardır.
Yani, sevgili meslektaşlarım,
İklim değişikliğinin tüm kentlerimize yönelik kapsamlı tehdidi söz konusu olduğunda, hepimiz küresel ölçekte iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik küresel bir gündemi kabul etmedikçe, benimsemedikçe ve buna öncülük etmedikçe, diğer yerel sorunlarımıza yönelik yerel çözümlerimiz de yetersiz kalacaktır.
Şehirlerimizin seçilmiş yetkilileri olarak bizler, özellikle iklim değişikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan afet risklerinin değerlendirilmesi, ölçülmesi ve daha etkin bir şekilde yönetilmesi amacıyla yerel yönetimlere önemli ölçüde daha fazla kaynak aktarılması için ulusal yetkililer/karar vericiler ve uluslarüstü organlar nezdinde lobi faaliyetleri yürütmeli ve baskı yapmalıyız.
Bu düşüncelerle, bizleri bu ilham verici platformda bir araya getiren Forum organizatörlerine bir kez daha teşekkür ediyor ve tüm katılımcılara buradaki çalışmalarında başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın